Kategoriler
sandık

Fazla Sigarası Olan Var mı?

Belki de çoktan kopmuştur kıyamet
Ve/veya gerçek kıyamettir,
Kopmuş bir kıyametin ardından beklemek
Kıyameti.
Sona olmayana tutulmak…
Yerin olmadığı yerlerde intihar aptalcadır.
Yersizdir.
Hayat denen budur belki…

Sigaramız bitmişse, yan masadan rica et.
Vardır elbette fazla sigarası olan.
Yaşamayı bilmeyene, sigara fazladır.
Ruhu olmayana…
Ve elbet, ilelebet geçerli bir ayettir bu,
Eksik kokar,
Nikotine bulaşmamış tüm ruhlar.

Şu ikinci sınıf tiyatronun perdelerinden damlıyor ya,
Damlıyor ya taze sıkılmış göz nektarın…
Yoktun ya, yoktun hani… Nedir bu?
Katıksız. Katışıksız… Bir dilin türetebildiği en saf kelimeyi seç.
Oynayamıyorsun. Alkışlar boş, alkışlar boş…
Alkışlar boş salonda yankılanırken, oracıkta inleyen tek şey,
Oracıkta dinleyen tek şey sensin.
Sen, cicili bir kıyafet olmayı becerememiştir.
Sen, sen değildir. Sen, sen olmaya çalışan kıyafeti giyendir.
Oracıkta bekleyen tek sıcak şey, sen…

Biliyor musun, ben çöktüm.
Yavaş ve acılı oldu. Acı sonradan eklenmiş gibi oldu.
Tuzu, pişirildikten sonra atılan pilav gibi.
Lanet…
Et gibi oldu, pişmemiş…
Bayat gibi oldu. Alakasız…
Etin tadını hangi günde belirlemiş bilmem Tanrı…
Ama tatsız oldu. Kütür biber gibi göründü ama tatsız oldu. Acı…
Alakasız.

İçime alamam. İçime alamam, isteme bunu.
İstek yersiz değil, yersiz olan içim.
Demiş miydim, çöktüm ben…
İçine kapanık aciz bir hayvan neslinin
İçine çökmüş bir bireyiyim ben.
Ben kütle çekim merkeziyim, o kadar.
Gece üstüme doğsa, gözüm kamaşır; o kadar karanlık…
Bilmem Tanrı.
Bahsetmedim galiba, ben içime çöktüm.
Kalacak yerim yok. Dışıma taşmam bundan.
Alacak hacmim yok. Belki müteahhit hatası…
İçime alamam seni. Belki malzemeden çalınmış…
Ya dağılmamı engellemeye var mısın?
Dışımda kal, dışımı saracaksan.
Bundan daha iyisini dileyebilecek bir evliya bilmem.
Daha iyisini yaratabilir mi
Bilmem Tanrı.

Görmemiş değilim
Ama ben koklayarak yerim tüm yemekleri,
Bil bunu.
Belki sen beni koklarsın…
Belki hastasındır ama koklar gibi yaparsın,
O da yeter.
Niyettir.
Bir gece yarısı, eğilir secdeye,
Bilmem Tanrı ne der… Belki küfreder.
Boşver, duyulmaz zaten.

Sinirleniyorum bazen
Ama Allah rakıya uzun ömür versin.
Duble amin.
Ve inan bana,
Bir garip spektrumdur ellerin,
Kutup ışıkları gibi,
Doğa harikasısındır, yemin ederim!
Ve…
Ve…
Ve sevişmek, dünyanın en doğal şeyiyse,
Zincirler giyer,
Nükleer santrallere ‘hayır’ derim.

Bir sigara daha yanar…
Gördüğüm en güzel karanlık fahişesisin yanımda.
Bacakların kayar ellerimin altından,
Bir kez daha çekilir sigaradan,
Her parlamada yüzün aydınlanır.
Kanser olmak için daha güzel neden bulamam,
Sen çakmağı bulamazsın…
Çakmak, ideal herhangi bir dinin,
İman şartlarındandır.
Sen çakmağı ararsın çünkü…
Çünkü bir sigara daha yanacaktır.
Adaletsizdir gece. Köpekler çetedir.
Tüm korkaklar, kahramanlaşır karanlıkta.
Ellerin yüzümde fahişeleşir.
Dudaklarımın arası kahve,
Bacaklarının arası kan kokar.
Bir sigara daha yanar.
Bir sigara daha yanmazsa,
Nasıl çıkar karanlık yüzün aydınlığa?
Belki Nazım itiraz eder… Sustururuz!
Bir tane de ona veririz.
Rüzgarlı havada söndürülen sigara, kıvılcım saçar.
Kendine dikkat et,
Nazım’la beni boşver.
Biz teorik konuşuruz biraz,
Sen pratiğimin başladığı yerden öpersin.

Ne diyordum? Hah! Ben bilmem Tanrı…
O da beni bilmez, gözüne batmam.
Beni izlemekten önemli işleri vardır.
Seni izlemekten önemli işim yok.
Belki de kıyamet kopmuştur.
Belki de çorapların kaçmıştır…
Bilsem ki cehennem, ucundadır
İçtiğin sigaranın; amel defterimi açmadan dalar,
Çığlık çığlığa bağırırım,
Daha hızlı çek kadın!
Cehenneme ayıp olmasın…