Dramkent Yalnızlık Kayıtları

  1. Neyi anlatmaya çalışsam,
    hep anlatılmamış bir şey kalıyor arkada…
    Ne kadar bağırsam,
    sanki mühim olan,
    içimde bir fısıltı…
  2. Yalnızsınız.
    İçinizde bir mezarlık…
    Gömdüğünüz ölüler,
    geceleri çığlık çığlığa…
  3. İlk acının ardından,
    uyandım an be an.
    Hep orada durdum sanki,
    zamandı üstüme yağan…
  4. Ölmek bir gün,
    bir de gün gün…
    Daha kötüsünü de bilirim.
    Yaşamak, şimdilerce
    dün…
    Dün…
  5. Ruhum kanıyorsa eğer,
    bugün hava güzel.
  6. Yalnızlığı öyle yakıştırırım ki kendime…
    Bir başka el sırıtır elime…
  7. Gecenin ördüğü lezzetli uçurumdan
    düşerken
    ağır ağır,
    duman gibiyim…
    Nefes gibiyim,
    şekilden
    şekile…
  8. Günün kokusu duruyor üzerinde…
    Yayıyorsun etrafına o duruluğu.
    Zamanın içinde
    hoş bir melodi gibi gezindikçe…
  9. Yaraladım kendimi kendi sessizliğimle…
    Binlerce tanımsız sesle sıkıştırılmış…
    Sen yolun ucundaki mutluluk olanağı,
    niye ağladık dün?
    Zaman mı yanlış?
  10. Acısı da derman,
    sevinci de…
    Karıştır dur ruhumu,
    bu girdap olmak demek.
  11. Bir gün acıyla hatırlamak için yaşanır her şey.
  12. Buradan giderken, tanrı beni sevdi diyeceğim,
    öykümün tüm kusurlu kısmına rağmen.
    Aklımda birkaç dost, birkaç aşk, birkaç gece…
    Ölmemek için yazmış olacağım,
    okuyan belki sevinecek….
  13. Şarap akşama rengini verdi,
    yüzümde rüzgar…
    Bazen bir fotoğraf iç açılar toplamını değiştirir insanın.
    Hatıralar…
    ‘Yitirdin’ demekse de,
    güzel…