Where Is My Mind?

“Egzistansiyalizm’de gelecek yoktur.”
Yazılmış içimdeki vicdan elçiliğinin duvarına…

Fütürizm fütursuzca kınanmış, fütürizmi savunan çocuk taraflarım klasistlerce gaz odalarına tıkılmış. Kan görmekten sıkılmış cinayet romanı yazan naturalist benlerim. Yaşam imgelerim kübik şekiller halinde tuvalet deliğinden bana bakmış, lağımlardan geçerken içine girdiği buhranı yazmış ekspresyonist dışkılarım. Hayatın Kazıklı Voyvoda tarzı kazıklarından bıkan romantik hallerim sarmış kendini -başıboşlar artık. Kim iyi, kim kötü sorusuna pragmatik cevaplar doğuyor içimde ve bir kurt kemiriyor sürrealist beynimi, Thomas Hobbes el ediyor bin böcekli verandasından. Egoist hayallerle sevişiyorum gün ışıyana dek. Kesik damarlarımdan hedonizm fışkırıyor! Dudaklarım yakıyor molotof kokteylleri, beynimde çınlıyor bir şarkı misali kurbağalar… Kurbağalar ve molotof kokteylleri… Eski-yeni çatışması rahatsız ediyor kendilerinden bıkan realistleri ve iki tek atıyor Yunan tanrılarıyla günümüz tanrıları. Üç beş empresyonist izliyor bu tabloyu, elleri çenelerinde ve elleri kim bilir nerelerinde, tombala çekiyor Dadacılar şiirlerine. Eline, beline, diline diye anlatıyor biri, eline beline, cebine kondom diye uyarlıyor öteki. Sağolsun… Ve gerek sağ olsun, gerek sol, sapmalı elbet her sapağa, kendinden geçen tanrılara aldırmadan… Ve bir akşam vakti yorumlanmalı anarşizm. Dollyler(iz) mee’ler, Ivan’ın köpeği(yiz) havlar, imanım köpek olsun; bu düzene şartlandırılmış(ız) ve ölen ölür; geriye kalır sağlar. Kalan sağlar kimindir? Özelleştirmeye alınmış sahalar, kristal avizeli odalarda sürer, hayallerinle ödeyebileceğin açık arttırmalar.